Grup Hepsi Fan Sitesi © 2009
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Grup Hepsi Fan Sitesi © 2009

hoşgeldiniz, Misafir.
son ziyaretiniz:
toplam mesajınız: 0 

AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 İbRetLiq HiKayeLeR

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Camp*GirL
CemReJi Admin BerfuSh
CemReJi Admin BerfuSh
Camp*GirL


Mesaj Sayısı : 7060
Yaş : 27
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 4canliwm7bk0
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimePaz Ara. 21, 2008 9:55 am

Bismirrahirahmanirahim

Size birşey öneriyorum.Eğer içinizde bir endişe varsa Bismirrahirahmanirahim deyin.Çünkü bir Bismirrahirahmanirahim demek sizi binlerce şeyden korur.Örneğin: O gün hava bulutluydu.Elektrikler kesilmişti oulda.Öğretmenimiz sevk almıştı.Dersimiz boştu. Bahçeye çıktık.Şimşekler çaktı.Yağmur yağdı.Bahçe su doldu.Hatta bazıları yüzdü bile. Öğleci idik.Saat 4.Şimdinin 5'i oluyor.Dolunay gözüküyordu.Şimşekler ardarda çaktı.En yakın arkadaşım beni burada yalnız bırakmıştı.Şimşekler çok uzundu.Tanrım diğer sınıflar geziye gitmişti.Bi tek bizim sınıf vardı. Korkuyordum.Üşüyordum.Açtım.İçeri girilmiyordu soğuktan.Toz toprak vardı her yanda. yere uzandım. Aniden belimin yanından bi şey geçti.önce anlamadım sonra anladım ki şimşek.Okulun kapısına doğru gelmeye çalıştım.Merdivendeyken Bismirrahirahmanirahim dedim.kapıyı kapıya ayak atar atmaz bir patlama oldu.kulağımı kapattım.bu ses korkunçtu.zıplayıp.hatta uçup kapıdan sınıfın birine girdim.Sınıfın penceresinden kaçtım.koştum.tamda otobüs gelmişti. otobüse binmiştim.üstüm sırılsıklam.kalbim patlayacak gibi çarpıyordu.Az kalsın otobüs devrilecekti Bismirrahirahmanirahim dedim.bariyerlerden geri döndü.Tanrım eve varmıştım.Yemeği bitirdim.hemde ir koca kazan dolusu dolmayı. annem yanına turşu biber filan koymuştu.yanındada kola vardı.kazanı bitirdim. Gidip uyudum.canım yatağım seni ne kadar özlemişim. Ertesi gün kahvaltı yaparken haberlerde birinin ölü 2 kişinin yaralı olduğunu izledim. Ölen kişi ise arkadaşımmış.beni terkedip okulun nöbetçiler için yaptırdığı klübedeymiş.klübe statik elektrik çektiği için şimşek çarpmış. diğer 2 arkadaşım ise komada.öğretmenimize dava filan açacaklarmış diyorlar. her zaman Bismirrahirahmanirahim deyin. Sizi binlerce şeyden korur!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gruphepsifan.iftopic.com
*PsHiq0_JaDy*
Bilindik Üye
Bilindik Üye
*PsHiq0_JaDy*


Mesaj Sayısı : 818
Yaş : 27
Nerden : Geljenmiii:D
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 12seytaniuq0yq8
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 8kediif5to0
Kayıt tarihi : 12/10/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeÇarş. Ara. 24, 2008 5:31 pm

saol cnm koruyor dogru sölüyorsun
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.cezayben1.yetkinforum.biz
Camp*GirL
CemReJi Admin BerfuSh
CemReJi Admin BerfuSh
Camp*GirL


Mesaj Sayısı : 7060
Yaş : 27
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 4canliwm7bk0
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimePerş. Ara. 25, 2008 8:07 pm

ÖnmLi diiL

Btne dha:
İbrahim Hakkı Hazretleri yedi yaşında annesini kaybeder. Dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması için Tillo’ya götürürler, ilim ve mâna büyüğü İsmail Fakîrullah Hazretlerine teslim ederler.
Hocası genç İbrahim Hakkı’nın eline bir testi vererek çeşmeye gönderir. Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır:

- “Çekil bakayım önümden be çocuk!” diye İbrahim Hakkı’yı azarlayarak bir tarafa iter ve atını çeşmeye sürer.

İbrahim Hakkı testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. İbrahim Hakkı testisini yere bırakır, canını kurtarmak zorunda kalır. Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar.

Ağlayarak hocasının huzuruna gelir. Hocası:

- “Ne oldu evladım, neden ağlıyorsun?” diye sorar.
- “Efendim, çeşmede su alırken bir atlı geldi, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de atına tepeletip kırdı.”
- “Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
- “Hayır” der, “hiçbir şey söylemedim.”

Hocası, “Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle” der.

İbrahim Hakkı gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye çalışan adamın yanına varır bekler. Fakat bir türlü ağzını açıp da,
“Testimi niye kırdın be zâlim adam?” diyemez.

Az sonra döner, hocasının huzuruna gelir.

Fakîrullah Hazretleri sorar:

- “Atlıya bir şey söyleyebildin mi?”

İbrahim Hakkı boynunu büker, yere bakarak, “Söyleyemedim efendim. Bir şeyler demeye niyet ettim, ama bir türlü ağzımı açıp da ağır bir söz sarf edemedim.”

Hocası sinirlenir:

- “Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, karşılık ver, yoksa sonu felâket olur.”
İbrahim Hakkı kesin emir almıştır, bu sefer kararlıdır. Çar çabuk çeşmenin başına varır. Bir de ne görsün, testisini kıran adamı, kendi atı attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış. Oracıkta cansız yatmaktadır.
Büyük bir korku ve heyecan içinde koşarak gelir, vahim durumu hocasına haber verir.

Hocası bu duruma çok üzülür ve şöyle der:

- “Vah vah! Bir testiye bir adam ha! Üzüldüm buna doğrusu!”

Huzurda olanlar söylenenlerden bir şey anlamadıklarını söyleyince, Fakîrullah Hazretleri durumu şöyle açıklar:

- “O atlı adam, İbrahim Hakkı’ya zulmetti. Zulme uğrayan kişi de tek kelimeyle olsun karşılık vermedi ve zâlimi Allah’a havale etti. Yapılan bu zulüm de Allah’ın gayretine dokundu ve zalimi cezalandırdı. Şâyet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleyecek olsaydı, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum durumuna düştü. Ben ise ödeştirmek için uğraştım, maalesef muvaffak olamadım.”
Firavun’un zulmüne maruz kalan Kur’ân’ın “mü’min” olarak anlattığı kimse de Kur’ân lisanıyla kendine zulmedenlere şöyle sesleniyordu:
“Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz ki Allah kullarını hakkıyla görür. Allah o mü’mini onların tuzaklarından korudu. Firavun ehlini ise azabın en kötüsü kuşatıverdi.” (Mü’min Sûresi, 44-45.)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gruphepsifan.iftopic.com
Black/Angel
Ps Prensesi Admin
Ps Prensesi Admin
Black/Angel


Mesaj Sayısı : 7021
Yaş : 27
Nerden : Rock festivalinden xD
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR Melekgibitj6re3
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeC.tesi Ara. 27, 2008 8:11 pm

saqoL Jnm --
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gruphepsifan.iftopic.com
Camp*GirL
CemReJi Admin BerfuSh
CemReJi Admin BerfuSh
Camp*GirL


Mesaj Sayısı : 7060
Yaş : 27
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 4canliwm7bk0
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimePtsi Ara. 29, 2008 10:25 am

öd jnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gruphepsifan.iftopic.com
Black/Angel
Ps Prensesi Admin
Ps Prensesi Admin
Black/Angel


Mesaj Sayısı : 7021
Yaş : 27
Nerden : Rock festivalinden xD
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR Melekgibitj6re3
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeÇarş. Ara. 31, 2008 7:08 pm

BaşKa buLan yoK mu ?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gruphepsifan.iftopic.com
Camp*GirL
CemReJi Admin BerfuSh
CemReJi Admin BerfuSh
Camp*GirL


Mesaj Sayısı : 7060
Yaş : 27
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 4canliwm7bk0
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimePtsi Ocak 19, 2009 9:06 am

Kibirli ve zengin birisi kapısına gelen bir fakire bir şey vermediği gibi, onu hem paylar hem de kapıyı yüzüne kapatır.. Zavallı fakir içlenir; bir tarafa çekilir ve oturur, ağlamaya başlar.. Bir kör, onun ağlamalarını duyar. Kalkar yanına gelir, niçin böyle üzgün olduğunu, ağladığını sorar.

Fakir olanı biteni anlatır.

Kör, teselli vererek, üzülmemesini, kendi evine gelmesini, evinde kalmasını, ekmeğini çorbasını kendisiyle paylaşmasını ister ve ısrarda eder. Fakir onun içtenliği ve ısrarı karşısında kabul eder, onunla gider.

Kör ona karşı çok güzel bir konukseverlik gösterir. Fakirin, hem karnı doyar hem de gönlü hoş olur.
Gönlü öyle hoş olur ki, o hoşnutluk içinde:
- Sen bana evini açtın, sen bana gönlünü açtın, Kadir Mevlamda senin gözünü açsın, diye dua eder.

Gece olur, körde bir gariplenir bir gariplenirki, o gariplik içersinde gözünden birkaç damla yaş damlar, gözleri birden açılır. Görmeğe başlar.

Körün görmesi ile ilgil i haber bir anda şehirde yayılır. Yer yerinden oynar. Bu haberi onu kapısından kovan, kovmakla kalmayan taş yüreklide duyar. İşin doğruluğunu anlamak için gözü açılan şahsa gelir:
- Çok şanslıymışsın. Gözün nasıl açıldı, kim açtı.
- Hey! seni gidi gafil seni, sen nasıl bir adammışsınki, öyle bir mübarek zatı azarladın, üzdün, yüzünü yıktın. devlet kuşunu bıraktın, baykuş ile meşgul oldun. Gözümün kapısını, senin yüzüne kapıyı kapattığın o kimse açtı.
- Desene kendime yazık ettim, öyle bir doğanmışki öyle bir devletmiş ki, kıymetini bilemedim, bana değil sana nasip oldu, ben avlayamadım sen avladın, der ve kıskançlıkla parmağını ısırır.

Dişini sıçan gibi hırsa batırmış kimse koca doğanı nasıl avlayabilir? İyilerin bastıkları toprak dermandıe, göz açar. ancakgönül gözü kör olanlar o dermandan gafildirler, kıymetini ne bilsinler.

Bostan ve Gülistan'dan uyarlanmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gruphepsifan.iftopic.com
Black/Angel
Ps Prensesi Admin
Ps Prensesi Admin
Black/Angel


Mesaj Sayısı : 7021
Yaş : 27
Nerden : Rock festivalinden xD
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR Melekgibitj6re3
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeC.tesi Ocak 24, 2009 4:21 pm

saqoL
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gruphepsifan.iftopic.com
*_-cHaqMa sHéiDaN-_*
FoRumun YıLdızı
FoRumun YıLdızı
*_-cHaqMa sHéiDaN-_*


Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 28
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 2asiknj2rp5
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 8kediif5to0
Kayıt tarihi : 23/10/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeÇarş. Ocak 28, 2009 11:42 am

saol cnms
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ensekeyhepsiciler.wowwars.net
Black/Angel
Ps Prensesi Admin
Ps Prensesi Admin
Black/Angel


Mesaj Sayısı : 7021
Yaş : 27
Nerden : Rock festivalinden xD
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR Melekgibitj6re3
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimeÇarş. Ocak 28, 2009 12:10 pm

TsK Jnm
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gruphepsifan.iftopic.com
Camp*GirL
CemReJi Admin BerfuSh
CemReJi Admin BerfuSh
Camp*GirL


Mesaj Sayısı : 7060
Yaş : 27
Ruh Hali : İbRetLiq HiKayeLeR 4canliwm7bk0
Sanal Hayvan : İbRetLiq HiKayeLeR 3tavsanai6hd0
Kayıt tarihi : 30/09/08

İbRetLiq HiKayeLeR Empty
MesajKonu: Geri: İbRetLiq HiKayeLeR   İbRetLiq HiKayeLeR Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 9:39 pm

Korkmaya ihtiyacı vardı. Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu. Artık filmler yetmiyor, insan yiyen böcekler, dinozorlar, vampirler, uzay yaratıkları ve zombiler heyecanlandırmıyordu onu. Mısırını yerken perdeden pençeler fırlıyor, gazozunu içerken kan fışkırıyordu. Zarar vermeyen korku, ne gÜzel korkuydu. İşte emniyet içinde koltuğunda oturuyordu. Birazdan film bitecek, sinema, kalabalığı damperli bir kamyon gibi caddeye boşaltacaktı. Korkmak için para ödüyordu sinemalara. Korkmaya ihtiyacı vardı. Yeni açılan bir lunaparktan sözetmişlerdi. Korku tüneli müthişmiş. Bayılanlar oluyormuş heyecandan. Abartıyorlardır, dedi kendi kendine. Seyrettiği filmlerdeki en korkunç sahneler bile kılını kıpırdatmıyordu. Alışkanlığın elleri boğuyordu heyecanını. Yine de denemeye değerdi. Yemeğini yemiş, suyunu içmiş ve uyumuştu. Korkmaya ihtiyacı vardı. Lunapark rengarenk ışıklarıyla şehrin ortasında devasa bir gecelambası gibi yanıyordu. Bir balerin kulak zarlarını titreten müziğin eşliğinde dansediyor, uçuşan eteklerinden çığlıklar yükseliyordu. Donuk gözleri döndükçe kah bir palyaçoya, kah çocuğunun elinden tutmuş bir babaya, kah bir baloncuya değiyordu. Aynı müziği dinlemekten, aynı şekilde dansetmekten bıkmış gibiydi. Yüzünde korkunç bir ifade vardı. Eteğindeki insanları silkelemek havalara fırlatmak geçiyordu içinden. Ama kumanda odasındaki adam izin vermiyordu ona. Bir düğmeye basınca hızlanıyor, bir düğmeye basınca yavaşlıyordu. Durması için bir düğme yetiyordu. ‘Bu kez dinlemeyeceğim,’ dedi balerin. ‘Yavaşla’ düğmesine rağmen dönüşünü hızlandırdı. Kumanda odasındaki adam şaşırmıştı. Balerin gittikçe hızlanıyordu. ‚çığlıklar birbirine karıştı. ‘Yavaşla’ düğmesi çalışmıyordu. Operatör bütün gücüyle basıyordu düğmeye. Balerin (Kelime Sansürlendi) gibi eteklerini savuruyor, imdat sesleri yükseliyordu. Korkmaya ihtiyacı olan adam, bu işte bir tuhaflık olduğunu düşündü. Balerinin asit dolu gözleri üzerine değince yandığını farketti. Kendi etrafında bir tur daha atar atmaz gözünün içine bakmalı ve ‘Hadi ama yeter!’ diye azarlamalıydı onu. Birden kumanda odasındaki ‘yavaşla’ düğmesi Çalıştı. Balerin yavaşladı ve durdu. İnsanlar korku ve isyan içinde kumanda odasına doğru yürürken, balerinin dudaklarında hınzır bir gülümseme belirdi. Korkmaya ihtiyacı olan adam, ‘Bu lunaparkta bir gariplik var,’ dedi. Balerin ‘Hadi ama yeter!’ sözüyle yavaşlamIş olabilir miydi? Tesadüftü elbette. Ya gülümseme... ‘Bu kadar Çok korku filmi izlersen böyle olur,’ dedi kendi kendine. Korku tüneline doğru giderken atlıkarınca çıktı karşısına. ‚çocuklar atlara binebilmek için sıra bekliyordu. Siyah, beyaz, kırmızı, mavi, yeşil, mor, rengarenk atlar yükselip alçalarak dönüyorlardı. Kalabalığın arasına karışıp çocukları seyretmeye başladı. Neşeyle atların kafalarını sallıyorlar, Çayırlarda dağlarda koşturuyorlardı. İnsanı yere atmayan at, ne güzel attı. ‚çocuklardan sadece biri gülmüyordu. Neredeyse ağlamak üzereydi. Dikkatle baktığında bir tek onun atının başını sallamadığını gördü. ‚çocuk başın iki yanındaki kulpları itmeye Çalışıyor, ama at inatla kafasını sallamıyordu. Başını sallamayan atı incelemeliydi. Döndüğü için sadece önünden geçtiği anlarda bunu yapabilirdi. Anneler, kendi Çocukları önlerinden geçtikçe el sallıyorlardı. işte onun atı da geliyordu. ‚çocuk hala başını sallamaya uğraşıyordu. Tam önünden geçerken atın başına eliyle hafifçe vurup ‘Aptal şey’ dedi. At aniden başını çevirdi. Garip bir ses Çıkartarak elini ısırmaya çalıştı. Sonra dişlerini göstererek uzaklaştı. Adam ‘Abarttın’ dedi kendi kendine ‘Abarttın’. O sırada bir palyaço yaklaştı yanına. Kocaman kırmızı burnu ‘Gondolu gördün mü, gel!’ derken bir aşağı bir yukarı oynuyordu. Gondol şeklindeki bir salıncaktı bu. Kayığın uçları sırayla gökyüzünü yokluyordu. Her inişte yere bir parça karanlık indiriyor, her yükselişte göğe bir parça çığlık taşıyordu. Palyaço ‘Sen de bin!’ dedi. O, lunaparka sadece korku tüneline girmek için gelmişti. Hesapta ‘gondol’ yoktu. Palyaço ‘Hadi!’ diye ısrar etti. Kıramadı. Gondol boşaldıktan sonra ucunda kaptan heykeli bulunan tarafa yerleşti. Bakalım yanına kimler oturacaktı. Hayret! Hiç kimse gondola binmek istemiyordu. Aşağıda biriken meraklı kalabalık, gondolun hareket etmesini bekliyordu. Tedirginlik içinde ‘Başka yolcu yok mu?’ diye sordu. Palyaço ‘Hayır!’ dedi. Gondol hareket etmeye başladı . …önce ağır ağır, sonra hızlı hızlı sallandı. Daha sonra uçarcasına gidip gelmeye başladı. Bir önceki seferde yolcular beraber çığlık atarak heyecanlarını bölşüyorlardı. Korkuyu bile paylaşmak güzeldi. Oysa şimdi... Palyaço aklından geçenleri anlamış gibi elini havaya kaldırdı. Bunun Üzerine aşağıda biriken kalabalık ‘Heey!’ diye bağrıştılar. Artık kayığın her düşüşünde el kalkıyor, aşağıdakiler hep birlikte çığlık atıyordu. O kadar hızlanmıştı ki bir an yerinden fırlayacağını zannetti. Elleriyle yapışmıştı önündeki demire. Başı dönüyor, midesi bulanıyordu. Palyaço elini artık kaldırmıyor, kalabalıktan çıt çıkmıyordu. Ay ışığı gondolu ve yüzünü yalıyordu. Sarı bir yüzdü bu. aniden sırtında bir şey hissetti. Sırtına dokunuluyordu. ‘Yok canım!’ dedi. ‘Gondolda benden başka kimse yok’. Ancak arkadaki hareket Israrlıydı. Dürtükleme, neredeyse tekmeye dönüşecekti. Arkasına dönmeye cesaret edemiyordu. ‘Hey baksana buraya!’ diye bir fısıltıyla ürperdi kulağı ve vücudu birden buz kesti. Arkaya hala bakamıyordu. ‘Kimsin sen!’ dedi kendi kendine ‘Kaptan!’ dedi arkadaki ses. ‘Gemimde ne işin var?’ Bütün cesaretini toplayarak arkaya döndü. Tahtadan bir kaptan heykeli... Hiçbir hareket yoktu. ‘İnmeliyim!’ diye bağırdı palyaçoya ‘İndir beni!’. Palyaço elini kaldırdı. Seyirciler son kez ‘Heey!’ diye bağrdılar. Gondol durdu. Fena halde dönüyordu başı. Hemen eve gitmeliydi. Vakit geç olmuştu. Palyaço: ‘Ya korku tüneli,’ dedi. ‘Oraya girmeyecek misin?’ ‘Nereden biliyorsun?’ diye sordu Ürpererek. ‘Korku tüneli için geldiğimi nereden biliyorsun!’ Palyaço bu soruyu; ‘Bildiğim bir şey yok. Lunaparka gelen herkes korku tünelini görmek ister.’ diye cevapladI. *** RaylarIn Üzerinde yürüyen arabalar, yolcusunu alır almaz hareket ediyor, korku tünelinin kapısına Çarpıp içeri dalıyordu. Sonunda sırası gelmiş, arabası hızla karanlığa karışmıştı. Hiçbir şey görünmüyordu. YağlanmamIş tekerleklerin raylar Üzerinde çIkardığı metalik ses sinir bozucuydu. ‚çok geçmeden sirenler çalmaya, çığlıklar yankılanmaya başladı.Kendisinden öncekilerin çığlıkları olmalıydı. Demek sürprizler yaklaşıyordu. Arabası tam bir virajı alıyordu ki aniden yavaşladı. Karşısına, ağzını açıp kapayan ve pençesini sallayan bir ayı Çıktı. Kırmızı ışıkla yüzü aydınlatılmıştı ve garip sesler çıkarıyordu. Klasik korku tüneli numaraları, diye düşündü. çok geçmeden kervana başka vahşi hayvanlar da katıldı. Peşi sıra mumyalar, başına balta, göğsüne bıçak saplanmış adamlar, cadılar, hortlaklar, cüzzamlılar sökün etti. İskeletler ona el sallarken, gülüyordu. Aman ne korkunç! Niye girmişti ki tünele? aniden boynuna sarkan yılan dışında, hiçbir şeyden ürpermemişti. Araba hızlanmaya başladı. Artık garip yaratıklar çıkmıyordu karşısına. Demek tünel yolculuğu bitiyordu. İşte kendinden önceki araba da tünelden Çıkıyordu. İçeriye sızan ışık çıkış kapısını aydınlatıyordu. Tam kapının önüne gelmişti ki araba aniden durdu. Elektrikler mi kesilmişti acaba? Hayır! Araba geri geri gitmeye başladı. Ne oluyordu? Sistemde bir arıza mı vardı? Ya kendisinden sonra tünele giren arabalarla Çarpışırsa! Belki onlar da geri geri gidiyordur, diye düşünürken, araba daha önce yanından geçtiği bir mağaranın içine dalıverdi. Korkunç bir hızla yokuş aşağI gidiyordu. Siren sesi kesilmişti. Sadece tekerleklerin gıcırtısı duyuluyordu. Zifiri karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Gözlerini yumup tünelden Çıkıncaya kadar açmamaya karar verdi. Ancak şiddetli bir gökgürültüsü, bu kararını bozmakta gecikmedi. Şimşekler Çakıyor, mağaranın duvarını yer yer aydınlatıyordu. Aydınlanan yerlere fotoğraflar yapışıyor ve düşüyordu... Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam. Görünürde ambülans yoktu. Bir başka adam tezgahta böeğini satıyordu. Vitrin camlarIna gözler yapışmıştı. Adama bak! Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu. Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu? Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını tokatlıyordu. Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu! İlanlar yapıştırılıyordu duvarlara. Kasap Çengelleri için kuzu aranıyordu. Kapsama alanı dışındaydı herkes. Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu. Sonunda fotoğraflar düştü, gökgürültüsü kesildi, şimşekler söndü Karanlık hakim oldu mağaraya. Yine hiçbir şey görünmüyordu. Araba hızla devam ediyordu yoluna. Ya bu ıslaklık? Yağmur mu yağıyordu? Ellerine, başına, yüzüne damlalar düşmeye başladI. Sık sık eliyle yüzünü siliyordu. Araba uçuyor, rüzgarı yüzündeki ıslaklığı soğutuyordu. VE DURDU... EVET ARABA DURDU! Karşısındaki duvarda cılız bir ışık yandı. Aman Allah’Im! Bu nasıl bir adamdı? Elleri, yüzü, her tarafı kan içindeydi. Kolunun biri kopmuş, gözleri oyulmuş, kalbi sökülmüştü. Hayır, bu bir oyun olamazdı. Kan kokusu duyuyordu. Bu kadar doğal bir maket olamazdı! Olabilir miydi yoksa? Ona dokunmalıydI. Korkudan kalbi yerinden fırlayacaktı. Dokunmalıydı ona. Elini yaklaştırdı. Titriyordu. Loş ışıkta duran adama dokundu. Kanın sıcaklığını neden duymuyordu? Etin yumuşaklığını neden hissetmiyordu? Soğuk, parlak bir yüzeydi dokunduğu. Biraz daha dikkatli baktı: AYNA! AYNAYA DOKUNUYORDU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://gruphepsifan.iftopic.com
 
İbRetLiq HiKayeLeR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Grup Hepsi Fan Sitesi © 2009 :: Arşiv :: Arşiv-
Buraya geçin: